Ağrı ile Yaşlanmak mı, Ağrısız Yaşam İçin Hayatımızda Değişim Rüzgarları Estirmek mi?

Bu gönderiyi oylayın
[Toplam: 3 Ortalama: 5]

Sabah kalk, gece zaten uyumamışsın. Hadi lavaboya git, dişlerini fırçala, kremlen (yapabilene aşk olsun!), saçlarını hızlıca düzelt…. O da ne bebek ağlıyor. Hop koş, kucağına al, ya emzir ya doyur ya pış pışla. Ooo çok az zaman kaldı, hemen giyinmem lazım ama bırakmıyor ki velet!…….

Bu kadar koşturmaca içinde bir de ağrınız varsa yandınız. Ne işkence ağrı ile koşturmak zorunda olmak. Eskiden kadınlar çalışmıyordu ya (!), şimdi de hiç oturmuyor yani. (Bu bize kurulan tuzağa kanıp evdeki rahatımızı bırakmışız demiyor değilim hani ara ara. Ev hanımlarına özentim çok.)

Ah bu ağrı öldürecek beni. Neden de hep kötü şeyler beni bulur? (Sanırız ki tek bizim ağrımız var, halbuki bir sorsak herkes ağrılı ). Yeter artık ağrı çekmek istemiyorum ya (Çekmek zorunda değiliz ki! Ağrıyı çekmek değil dinlemek gerek).

Ağrı neden var?

Ağrı bizi korumak için var olan ama hiç hoşlanmadığımız bir duygu.

 

Ağrı duyma hissimiz olmasaydı vücudumuzda oluşan yaralardan, yanıklardan, travmalardan bihaber olduğumuz için vücudumuzu yavaş yavaş öldürüyor olurduk.

Nitekim ağrı duymama sendromu ile doğan çocuklar var ve ne yazık ki çok erken yaşlarda vücutlarına verdikleri zararı fark edemedikleri için kol veya bacakları yanık, enfeksiyon gibi nedenlerle alınmak zorunda kalınıyor.

Yani ağrı yaşamımız için gerekli bir duyu. Ağrı hissetmeden sağlıklı bir yaşam süremiyoruz.

Evet ama ağrım varken hiçbir şey yapamıyorum dediğinizi duymadım sanmayın. Evet, yeni başlayan ağrılı bir durumda ağrıyı arttıran hareketleri yapmadan ağrısız sınırda hareket etmek gerekiyor.

Buraya dikkat etmenizi istiyorum, hareketsiz kalın demiyorum. Hareketlerinizin hangisinde ağrınız olduğunu fark ettiğinizde o hareketi daha farklı nasıl yapabileceğinize kafa yormanız gerekiyor.

Mesela bel ağrınız var ve öne doğru belinizden eğildiğinizde şiddetli ağrınız oluyor. Ne yapacaksınız? Diz ağrınız yoksa dizlerinizin üzerine çömeleceksiniz.

Çocuğunuz ağlıyor ve yatağından kucağınıza almanız gerekiyor, ancak yatağı çok derin olduğu için belden bükülmek zorunda kalıyorsunuz ve şiddetli ağrı duyuyorsunuz.

Ağrınızı azaltmak için ne yapabilirsiniz? Çocuğunuzu ağrınız geçene kadar daha rahat kucağınıza alabileceğiniz bir yerde yatırmanız veya yataktan alacağınız zaman yardım istemeniz benim aklıma gelen seçenekler. Tabi herkes kendisi için farklı bir çözüm bulabilir.

Eminim ki bu çözümlere itirazınız vardır, ancak yeni başlangıçlı ağrıların uzun dönemde bizleri rahatsız etmemesi için öncelikle ağrıyı tetikleyecek hareketlerden kaçınmamız ve vücudumuzu doğru kullanmayı öğrenmemiz gerekiyor.

Düzgün duruş, düzgün solunum ve düzenli egzersiz yapmak hayatımızın bir parçası olmalı.  Egzersiz dediğimiz zaman da hemen vaktim yok dediğinizi duyuyorum. Her gün 15 dakika ev içinde yapacağınız egzersizler bile yeterli olabiliyorken 15 dakikayı kendimize ayıramayacağımızı söyleyebiliyoruz.

Şunu mutlaka hatırımızda tutmalıyız: Bugün kendimize 15 dakika ayırmazsak yarın daha fazla vakit kaybı yaşayacağız.

 

Önce kendimize bakmalıyız ki ilerleyen zamanda bebişlerimize, kuzucuklarımıza, canlarımıza bakarken sıkıntı yaşamayalım ve kimseye ihtiyaç duymadan hayatımıza devam edebilelim.

Ağrıdan korkmak değil ağrıyı sevmek lazım (J), ağrı bizim için var ve bizim hatalarımızı bize hatırlatıyor. Ağrıyı dikkate alın ve yaşantınızı gözden geçirin.

bir yorum bırakın