Omurilik (Spinal Kord) Yaralanması Rehabilitasyonu

Bu gönderiyi oylayın
[Toplam: 2 Ortalama: 5]

Omurilik Yaralanmasını Tanımlar Mısınız?

  • Spinal kordun motor, duyusal ve otonomik fonksiyonlarında kalıcı veya geçici bir değişikliğe yol açan travma ile oluşan hasar neticesinde yaralanma oluşan omurilik seviyesine göre kişide farklı klinik durumlar ortaya çıkabilir.
  • Spinal kordun servikal bölgeden yaralanması neticesinde dört ekstremitede birden kas gücünde kayıp olması durumu tetrapleji kliniği oluşmaktadır. .
  • Spinal kordun torakal, lomber veya konus medullaris ve kauda ekinayı kapsayacak şekilde sakral segmentten hasara uğraması neticesinde ise parapleji kliniği ortaya çıkmaktadır.

Omurilik Yaralanması Durumu En Sık Hangi Yaşlarda Oluşmaktadır ve En Sık Nedenleri Nelerdir?

  • En sık yaralanma yaşı 19 (16-30) dur. Erkeklerde daha sık (%78.2) görülmektedir. Etkilenen kişilerin çoğunluğu bekar ve çalışan bireydir. Sıklığı mevsimsel değişiklik göstermektedir.
  • En sık nedeni yaşlılarda düşme, kadınlarda motorlu araç kazası, erkeklerde ateşli silah yaralanması, dalma ve motosiklet kazasıdır.
  • Spinal kord yaralanması nedenlerini travmatik ve travmatik olmayan olarak iki gruba ayırabiliriz. Travmatik olmayan nedenler arasında neoplastik, infeksiyöz ve inflammatuvar nedenler, vasküler nedenler ve diğer nedenler ( nutrisyonel myelopati, radyasyon myelopatisi) bulunmaktadır.

Omurilik Yaralanmalı Hastada Rehabilitasyonda Amaç Nedir?

  • Spinal kord yaralanmalı bireyde rehabilitasyon kliniğinde amaç fiziksel ve fonksiyonel kapasitenin geliştirilmesi ve komplikasyonların önlenmesidir. Bu amaçla hastaya uygun rehabilitasyon programı düzenlenir.
  • Hastaya planlanan rehabilitasyon programı hastanın mevcut fonksiyonlarına göre düzenlenmektedir.
    • Henüz yatak dışı aktivite yapamayan bir hastada yatak içi aktiviteler planlanır. Hastanın solunum kapasitesini geliştirmek için solunum egzersizleri, eklem hareket kısıtlılığını önlemek için eklem hareket açıklığı egzersizleri, kas gücünü korumak için kuvvetlendirme egzersizleri, hastanın yatak içi postürünün düzeltilmesi, yatakta mobilite egzersizleri (yatak içi dönme, kademeli olarak kalkma, destekli ve desteksiz oturma pozisyonlarını kazanması) yapılır.
    • Eklem hareket açıklığının korunması için günde en az iki ila üç kez her ekleme eklem hareket açıklığı egzersizleri yaptırılmalıdır. Kalça ve diz fleksiyon kontraktürlerini önlemek için her gün en az 30 dakika yüz üstü yatış önerilir. Ayak bileğinde fleksiyon kontraktürü sık geliştiği için yatarken ve otururken ayakları 90 derecelik açıyla pozisyonlamak, gerekirse bunun için cihaz kullanmak gerekebilr.
    • Kuvvetlendirmek için elektirksel stiimülasyon, PNF egzersizleri, progresif rezistif egzersiz programı, biofeedback uygulamaları kullanılabilir.
    • Uzun süredir yatar pozisyonda olan hastalarda ayakta durmaya geçerken gelişebilecek tansiyon düşüklüğünü önlemek için açısı ayarlanabilen tilt table kullanılarak kademeli olarak dik pozisyona getirilmesi planlanarak yakından izlenmesi önerilir.
    • Dik durmayı tolere edebilen hastalarda ayakta durma masası kullanılarak hasta ayağa kaldırılabilir. Hasta posterior shell kullanımı ile paralel barda ayakta tutulabilir.
    • Yatağa bağımlı dönemde hastaların bası yarası gelişimi açısından yakından izlenmesi ve buna yönelik önlemlerin alınması gereklidir. Düzenli pozisyon değiştirmek (yatarken 2 saattre bir, otururken yarım saatte bir), hijyene dikkat etmek, yatış pozisyonunda bası yarası gelişebilecek bölgelerin dikkatli yerleştirilmesi,yastıklarla desteklenmesi, günde iki kez deri kontrolü yapılması bu önlemlerden bazılarıdır.
    • Tekerlekli sandalyede oturabilir durumdaki hastalarda yataktan tekerlekli sandalyeye ve tekerlekli sandalyeden yatağa transfer aktiviteleri geliştirilir. Push-up egzersizleri (kolları ile kendini kaldırması), kondisyon artırıcı egzersizler, dönme ve emekleme egzersizleri çalışılır. Henüz aktivite gelişmeyen kaslara pasif eklem hareket açıklığı egzersizleri ve germe egzersizleri yapılmaya devam edilir.
    • Kişi artık ayakta durabiliyorsa paralel barda çalışmalara başlanır. Gövdenin ve pelvisin stabilizayonu bu durumda önemlidir. Hastaya önce ağırlık aktarımı öğretilir, denge egzersizleri çalışılır ve geliştirilir, yürüme eğitimi yapılır.
    • Tedavide amaç bağımsız yürümektir. Ancak omurilik yaralanma seviyesine göre yürümenin başarılıp başarılamayacağı gözden geçirilerek hasta ve ailesi ile konuşulur. Bu çerçevede hasta ve ailesi yönlendirilir.
    • Kişinin toplum içi, ev içi veya egzersiz amaçlı ambulasyonu hedeflenebilir. Toplum içi ambulasyonda kişi transferlerinde bağımsızdır, oturur pozisyondan ayağa kalkabilir, cihazlı veya cihazsız ev içi veya ev dışı en az 50 metre yürüyebilir. Ev içi ambulasyonda kişi transferlerde yardıma ihtiyaç duyabilir, ev içinde bağımsız veya kısmi yardımla ambule olabilirler. Egzersiz amaçlı ambulasyonda ise ciddi yardıma ihtiyaç duyarlar.
    • Toplum içi ambulasyon, kişinin her iki kalça fleksör ve diz ekstansörlerinden en az birisinin kas gücünün yerçekimine karşı hareketi tamamlayabiliyor düzeyde olması durumunda kısa bacak ortezi kullanımı ile sağlanabilir.
    • Ambulasyona yardımcı çeşitli cihazlar mevcuttur. Paralel bar, yürüteç, kanedyen baston gibi.
    • Tekerlekli sandalye önemli bir mobilite ve sosyal yaşama katılma aracıdır. Tekerlekli sandalye kişiye özel reçetelenir. Pelvis genişliği, oturak uzunluğu, arkalık yüksekliği, kol desteği yüksekliği, oturak yüksekliği gibi ölçüleri her hasta için ayrı ayrı hesaplanmalıdır.

Omurilik Yaralanmalı Kişilerde Oluşabilecek Diğer Problemler Nelerdir?

Omurilik yaralanmalı kişilerde ambulasyon dışında oluşabilecek diğer sistem problemlerine yönelikte önlem alınması gerekir. Kemik erimesi, idrar yolu infeksiyonu ve böbrek taşı oluşumu, kabızlık, bası yaraları, kemiklerde hareket kısıtlılığı, kaslarda aşırı spazm, solunum problemleri, kalp ve dolaşımla ilgili sorunlar, beslenme problemleri, kronik ağrı, nöropatik ağrı, psikolojik sıkıntılara yönelik önlemlerde rehabilitasyon programına dahil edilir.

Omurilik Yaralanmalı Hastalarda Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamalarının Yeri Var Mıdır?

Omurilik yaralanmalı hastalarda geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları (akupunktur, ozon, homeopati, fitoterapi gibi) kişinin mevcut bulgularına göre uygun durumlarda tedaviye dahil edilebilir.

Omurilik Yaralanmalı Hastalarda Kök Hücre Uygulamaları Günümüzde Rutin Uygulamada Yapılmakta Mıdır?

Günümüzde omurilik yaralanması tedavisinde kök hücre tedavilerine dair araştırmalar halen devam etmektedir, ancak henüz rutin uygulamaya girmiş değildir. Umuyorum ki yakın gelecekte rutin tedaviye dahil edilebilir noktaya gelinebilir.

bir yorum bırakın