Bel Ağrısı Nedenleri ve Tedavisi

Bu gönderiyi oylayın
[Toplam: 6 Ortalama: 4.2]

Bel ağrısı yaşam boyu yetişkinlerin üçte ikisini etkileyen sık rastlanılan bir problemdir. On kişiden sekizi mutlaka yaşamlarının bir döneminde bel ağrısı yaşamışlardır.

Aslında çoğunlukla basit bir kas tendon, bağ zorlanması ile oluşmaktadır ve ciddi bir problem değildir. Çoğunlukla basit tedavilere bir kaç hafta içinde çoğu bel ağrısı rahatlamaktadır.

 

Nadiren ciddi problemlerin habercisi olan bir bulgu olabilir, Uzun süredir geçmeyen veya çok şiddetli bel ağrıları yaşayan, günlük yaşantısı kısıtlanan ve ağrı ve tutukluk dışında başka bulgulaır olan kişilerin mutlaka bir doktora muayene olması gereklidir.

Şayet bel bölgesinde veya genital bölgede uyuşukluk, bacaklarda güç kaybı, yürümede denge kaybı, idrar yapmada zorlanma, idrar kontrolünün bozulması, barsak kontrolünün bozulması gibi bulgularınız varsa, ağrının şiddeti her geçen gün artıyor ve daha da kötüye gidiyorsa acilen  doktora başvurmanız gerekmektedir.

Ağrı şikayeti ile gelen hastalarımızı ilk değerlendirirken önemsediğimiz şey ağrının karakteridir. Yaptığımız ilk şey ağrının mekanik mi inflamatuar mı olduğunun ayırımını yapmaktır.

Şayet ağrı hareketle artıyor, istirahatle azalıyor, belli pozisyonlarda geçiyor ve öksürme, hapşırma, öne eğilme gibi hareketlerle artıyorsa ağrıyı mekanik ağrı olarak tanımlarız.

Ağrının istirahatle geçmemesi, gece uykudan uyandırması, sabahları uzun süreli tutukluğun ağrıya eşlik etmesi, hareketle azalması gibi bulgular ise inflamayuar ağrıyı ön plana çıkarır.

Aslında bel ağrılarının pek çoğunda belli bir neden bulunamamaktadır. Bu tarz ağrıları mekanik bel ağrısı olarak tanımlıyoruz. Çoğunlukla bel ağrısı çok şiddetli başlar, bir kaç günde veya haftada azalır.

Bu ağrıyı akut bel ağrısı olarak tanımlarız. Şayet ağrı haftalar hatta aylardır devam ediyorsa kronik bel ağrısı olarak adlandırırız.

Kronik bel ağrısı yaşayan kişilerin genellikle iyi ve kötü günleri olmaktadır. Bel ağrısı nedeniyle yapılan sağlık harcamaları ve işe gidememe neticesinde toplulumuza maliyetide yüksek olmaktadır.

Bel ağrısı olmayan kişilerde yapılan görüntülemelerde 30-39 yaşları arasındaki kişilerin %50’sinden fazlasında disk dejenerasyonu, bulging veya yükseklik kaybı olduğu gösterilmiştir.

Dejeneratif değişiklikler genç kişilerde bile olasıdır ve  mevcut bel ağrısının nedeni olmak zorunda değildir.

Bel Ağrısı Nedenleri Nelerdir?

Birçok kişide neden net değildir.

  • Kötü duruş
  • Egzersiz yapmama neticesinde omurgada sertlik gelişmesi, karın, bel ve bacak kaslarında kısalık ve kuvvetsizlik
  • Kas zorlanmaları
  • Bel fıtığı (lomber disk hernisi), siyatik, kanal darlığı (spinal stenoz), belde kireçlenme (spondiloz)
  • İltihaplı romatizmal hastalıklar (Ankilozan spondilit, spondiloartropati)
  • Kemik kırığı (kemik erimesi nedeniyle)
  • İnfeksiyon
  • Tümör

Bel Ağrısında Doktora Hemen Başvuru Gerektiren Durumlar ve Bulgular Nelerdir?

  • Onbeş yaş altında ve 55 yaş üzerindeki bel ağrıları
  • Gece ağrısı olması, ağrının istirahatle geçmemesi
  • Her iki bacağa yayılan ağrı olması
  • Siyatik
  • Sırt ağrısı ve karın ağrısı olması
  • Ağrının uzun süredir şiddetli olması ve tedaviye rağmen her geçen gün kötüleşmesi
  • Yoğun ve ilerleyici semptomlar
  • Bölgesel nörolojik hasar bulguları (uyuşukluk, güçsüzlük, denge kaybı vb.)
  • İdrar ve gaytasını tutamama yada yapmada güçlük
  • Yürümede anormallik
  • Kanser öyküsü
  • Açıklanamayan kilo kaybı
  • İstahsızlık
  • Damar içi(IV) ilaç kullanımı yada ilaç bağımlılığı olması
  • Sistemik steroid (kortizon) kullanımı
  • Eşlik eden hastalıkların olması (AIDS, idrar yolu infeksiyonu vb.)
  • Bağışıklık sisteminin baskılanması
  • Yapısal deformite (skolyoz, kifoz vb.)
  • Kan tahlillerinde yüksek sedimentasyojn değeri
  • Genel halsizlik/yorgunluk hali
  • Ateşin 38 derecenin üzerinde olması
  • Travma hikayesi
  • Yakın zamanda bel cerrahisi öyküsü
  • Geçirilmiş infeksiyon hikayesi
  • Kemik erimesi olması
  • Sabah tutukluğu olması

Bel ağrısı ile başvuran hastalarımızın ilk sorduğu soru genellikle “Bel fıtığı mı oldum?” sorusudur.

Pek çok kişi bel fıtığı olmaktan çok korkuyor ve olmadığımızdan emin olmak istiyor. O nedenle de bel ağrısı yaşadığında hemen buna yönelik bir MRG çekilsin istiyor.

Hastalarıma da anlattığım gibi bel ağrısı hastalarında önceliğimiz aslında hastada bel fıtığı olup olmadığını belirlemekten çok hastanın ağrı karakterinin ne olduğunu belirlemek ve ağrı karakterine göre teşhis ve tedavi yolunu çizmektir.

Yukarıda sıraladığım acil olarak doktora başvurulmasını gerektiren şikayetler varsa hızlıca doktora ulaşılması gerekir.

Bel Ağrısı Yaşamamak İçin Kendiniz Neler Yapabilirsiniz?

  • Düzenli egzersiz yapmak
  • Duruşunuzu kontrol edip düzeltmek
  • Birşey kaldırırken kaldırma kurallarına uymak

Bel fıtığı ağrısını birebir yaşayan bir hekim olarak ilk önce şunu söylemeliyim: ağrı veya hastalık olmasını beklemeden vücudunuza iyi bakın ve egzersizi yaşantınıza katın. Ağrıyı yaşamayan bilmez. Ağrı çekmek güzel bir duygu değildir.

Bel fıtığı olan herkes ağrı çekmez. Benim fıtığım yok diyerek vücudumuzu zorlayacak hareketleri düşüncesizce yapmak ileride fıtık oluşumuna zemin hazrılamanız demektir.

Hiç ağrı şikayeti olmayan ve fizik muayenesi tamamen normal olan kişilerde yapılan incelemelerde tesadüfen bel fıtığı saptanması nadir değildir. Ağrı ister istemez insanı panikleten bir duygudur ve hiçbirimiz ağrı çekmek istemeyiz. Ama ağrı aynı zamanda bizi tehlikeli uyarandan haberdar eden bir duygudur.

Yeni başlangıçlı ağrılarda ağrının neden oluşabileceğine dair kişinin farkındalığı önemlidir. Ağrı bize ne söylemek istiyor? Bunu farketmemiz lazım.

Pek çok hastamdan “Öne eğilemiyorum, bacağıma eğilince ağrı saplanıyor, hala niye eğilemiyorum?” gibi cümleler duyuyorum.  Cevabım tabi ki “Evet, ağrı size eğilmeyin diyorsa bir süre eğilmeyeceksiniz”. Ağrı sizi uyarıyor, diyor ki “Bak, dikkat et, eğilince belindeki siniri/kası/tendonu vb. zorluyorsun ve durumunu daha kötü bir noktaya götüreceksin.”. Size düşen buna önem verip ağrısız sınırda hareket etmeyi bilmek. Maalesef benim gözlemlediğim bunun tam tersi yapılıyor. “Neden eğilemiyorum, eğilmem lazım ama” diyerek ağrılı hareketi tekrar tekrar yapma eğilimi var. Bu durum da iyileşme sürecini uzatıyor ve de problem daha ağrılı bir hal alıyor.

Yeni başlangıçlı bir ağrınız varsa önce ağrıya neden olan faktörleri fark edip ağrısız sınırda hareket edin.

 

Şayet hemen doktora başvurmanızı gerektiren bulgularınız yoksa bir süre basit ağrı kesiciler, ağrıyı tetiklemeyecek şekilde hareketlilik ve evde sıcak/soğuk uygulamalar ile gidebilirsiniz. Ancak ağrınız azalmıyorsa mutlaka doktorunuza muayene olmanız gerekir.

Ağrınız bu tedavilerle geçse dahi belinize özen göstermeniz ve hayatınıza egzersizi eklemeniz gerektiğini unutmayın. Doğru egzersiz seçimi için doktorunuza başvurmanızı öneririm.

Bazen tedavi sırasında ağrı çok azalmışken yeniden artabiliyor. Bu durumun nedenini belirlemek için kendinizi izlemeniz gerekir.

Öksürmek, ıkınmak, kabızlık, aşırı yürüyüş, aşırı merdiven inip çıkmak, zıplama içeren sporlar, otururken yarım vücut dönme aktivitelerini çokça yapmak, egzersizlere yeterli süreyi ayırmayıp hızlıca yaparken yanlış yapmak, öne eğilerek iş yapmak, ayağını lavaboya kaldırarak yıkamak, terliyken üzerini değiştirmeyip ıslak kıyafetlerle kalmak, rüzgar yemek gibi pek çok neden kaslarda yeniden kasılmaya neden olabilir.

Hangi aktivitede zorladığınızı bulup düzeltmeniz ağrınızın yinelememesini sağlayacaktır.

Bel Okulu Hakkında Bilgi Verebilir Misiniz?

Bel ağrısında tedavide ilk basamak hastanın bilgilendirilmesi ve eğitimidir. Bel ağrısı yaşayan bir kişide “Ağrım tekrarlarsa ne yaparım?” korkusu günlük aktivitelerde kısıtlılığa neden olmaktadır.

Bel ağrılı hastaların uzun süreli istirahatten kaçınarak aktif kalması önemlidir. Belin düzgün kullanımını sağlamak için yapılan eğitime “Bel Okulu” denir. Bu eğitimde amaç beli daha iyi kullanmayı öğrenmek ve bel ağrısının tekrarlamasını önlemektir.

Düzgün postürün öğretilmesi, bele hangi aktivitelerde daha fazla yüklenmenin olduğunun öğretilmesi ve egzersiz eğitimini içerir.

Hastanın vücudunu tanıması, anatomiyi kabaca öğrenmesi, probleminin diskten mi, faset eklemlerden mi kaynaklandığını, sinir basısı olup olmadığını bilmesi beline özen göstermesini destekler.

bir yorum bırakın