Yumuşak Doku Yaralanmaları Nedir?

Bu gönderiyi oylayın
[Toplam: 3 Ortalama: 5]

Yumuşak Doku Yaralanmaları ve İyileşme Süreci

Küçük kan damarları ile birlikte yağ, bağ ve kas dokuları yumuşak bağ dokuları olarak adlandırılır. Bu dokular vücut organlarını ve diğer yapıları birbirine bağlar. Yumuşak dokular içerisinde kaslar, tendonlar, fasya katmanı, bağlar, lifli dokular, yağlar, sinirler, sinovyal zarlar ve kan damarları bulunur. Egzersiz ya da spor etkinlikleri sırasında ya da gün aktivite ve alışkanlıkları gerçekleştirirken yumuşak dokularda yaralanmalar meydana gelebilir. Bu yaralanmalar darbeye bağlı olarak gelişebileceği gibi burkulma ya da zorlanma gibi nedenlerle de ortaya çıkabilir.

Yumuşak Doku Yaralanması Nedir? Neden Olur?

Kaslarda, tendonlarda ya da eklem bağlarında meydana gelen yaralanmalar, yumuşak doku yaralanmaları olarak adlandırılır. Kasların kemiğe bağlanmasını sağlayan dokular olan tendonlarda aşırı zorlanma meydana gelmesi ve kasların ya da tendonların zarar görmesi incinme olarak nitelenir. Eklem bağlarında, kemikleri bir arada tutmaya yarayan fibröz doku bantlarında meydana gelen zorlanmalar ise burkulma olarak nitelenir. Herkesin başına gelebilecek bir durum olan yumuşak doku yaralanmaları genellikle eklemlerin aşırı şekilde kullanılması ve zorlayıcı hareketler ile ortaya çıkar. Aynı işi ve aynı hareketleri sürekli olarak yapan insanlar ya da sporcularda yumuşak doku yaralanmaları ortaya çıkması ihtimali daha fazladır. Aynı şekilde koşma ya da atlama gibi ani hareketler sonucunda da gelişebilir. Yumuşak doku yaralanmalarının bir diğer nedeni ise bu dokularda meydana gelen travmalardır.

Yumuşak Doku Yaralanması Türleri Nelerdir?

Yumuşak doku yaralanmaları kontüzyon olarak da adlandırılan çürükler, burkulmalar, tendinit, bursit, stres yaralanmaları, gerilme ve zorlanmalar olarak sınıflandırılır. Söz konusu yaralanma türlerinin detayları ise şu şekildedir:

  • Kontüzyon (Çürükler): Düşmeye ya da sert bir darbeye maruz kalındığı durumlarda ortaya çıkar. Dokuda kanama meydana gelmesi sebebiyle bölgede ağrı, şişlik ya da renk değişimi gibi durumlar ortaya çıkabilir. Tedavi süreci istirahat, buz tedavisi, yüksekte tutma ve kompresyon gibi yöntemleri içerir. Çürüklerin ciddi seviyede olduğu durumlarda bir doktor muayenesi gereklidir.
  • Burkulmalar: Bağlarda meydana gelen kısmi yırtılmalar burkulma olarak adlandırılır. Ayağın bükülmesi sebebiyle ayak bilekleri ve dizler bu durumdan etkilenebilir. Yüksekte tutma, kompresyon, buz uygulaması ve istirahat gibi tedavi yöntemleri ile iyileşme gerçekleşir. Fakat bağların tamamen yırtılması durumunda onarımın cerrahi olarak gerçekleştirilmesi gerekir.
  • Tendinit: Esnek bir doku olan tendon, kasları kemiklere bağlar. Bu dokuda meydana gelen iltihaplanmalar da tendinit olarak adlandırılır. Belirli bir bölgenin aşırı şekilde kullanılması ya da söz konusu bölge ile aynı hareketlerin tekrar tekrar yapılması tendinitin oluşmasına neden olabilir. Dirsekte, ellerde ve ayaklarda, el ve ayak bileklerinde, kalçada, dizlerde ve omuzlarda meydana gelebilir. İstirahat, yüksekte tutma ve kompresyon dışında iltihap önleyici ilaçlar da tedavi sürecinde etkilidir. Eğer tendinit sonrası kronik ağrılar devam ediyorsa steroid enjeksiyonları, tendonun tamamen yırtılması durumunda ise ameliyat önerilir.
  • Bursit: Bursa, tendonlar ve kaslar arasında içi sıvı dolu bir kese olarak yastık görevi görür. Bursanın iltihaplanması ise bursit olarak adlandırılır. Belli bir bölgenin aşırı kullanımı ya da eklem travmaları bursite neden olabilir. Omuzlarda, dirseklerde, kalçada, dizlerde, ayaklarda ve ayak bileklerinde meydana gelebilir. Kompresyon, istirahat ve yüksekte tutma tedavileri ile birlikte iltihap önleyici ilaçlar da kullanılabilir. Eğer bursit enfeksiyon nedeniyle ortaya çıkmışsa, bu durumda antibiyotik kullanımı gerekebilir.
  • Stres Yaralanmaları: Bacaklarda, kalçada ya da ayaklarda; ağırlık taşıyan kemiklerde meydana gelen çatlaklar stres yaralanmaları olarak adlandırılır. Stres yaralanmalarına genellikle aşırı fiziksel aktivite neden olur. İlk olarak buz, yüksekte tutma ya da iltihap önleyici ilaçlar gibi tedavi yöntemlerine başvurulur. Gerekli durumlarda çeşitli medikal cihazlarla stres yaralanmalarının oluştuğu bölgenin hareketsiz kalması sağlanır. Stres yaralanmalarının kırıklara dönüştüğü durumlarda ise tam tedavi için ameliyat gerekebilir.
  • Gerilme ve Zorlanma: Aşırı kullanım ya da güç uygulama sonucunda kaslar ya da tendon hasar görür. Böylelikle gerilme ve zorlanma meydana gelir. İstirahat, buz uygulamaları ve yüksekte tutma gibi tedaviler iyileştiricidir fakat kasların yırtılması durumunda cerrahi tedaviye başvurulur.

Yumuşak doku yaralanmalarında bir diğer sınıflandırma ise akut ve kronik olarak yapılır. Akut yumuşak doku travmalarında şişlik, uyuşma, renk değişikliği ve duyarlılık gibi belirtiler ortaya çıkar. Kişinin fizyolojik yapısına göre sıklığı ve şiddeti değişen bu tür yaralanmalar genellikle 1 ila 6 hafta arasında sürer. Kronik yumuşak doku travmaları ise sık tekrarlama eğilimindedir. Bu yüzden kişilerin ani hareketlerden yapmaktan uzak durması gerekir.

Yumuşak doku yaralanmaları aynı zamanda şiddetine göre de sınıflandırılır. 1. derece hafif yaralanmalar ağrı ve şişlik ile kendisini gösterirken, bazı liflerin yırtılmış olması muhtemeldir. Fonksiyon ve güç kaybı oluşmaz. 2. derece orta şiddetteki yaralanmalara lifte yırtıklar ve fonksiyon kaybı eşlik eder. 3. derece şiddetli yaralanmalarda ise yumuşak dokular tamamen hasar görmüştür ve tedavi için cerrahi müdahale gerekir.

Yumuşak Doku Yaralanmaları Teşhis ve Tedavisi

Teşhis için fiziksel muayene sırasında hastanın geçmişte yaşamış olduğu sakatlıklar, ağrının ne sıklıkta, ne süreyle ve ne şiddetle kendisini gösterdiği, ağrının hangi hareketlerde azaldığı ve çoğaldığı gibi bilgiler belirleyicidir. Gerekli durumlarda nörolojik testler istenebilir. Hasarın boyutunun tespit edilebilmesi için de MR gibi görüntüleme yöntemlerine başvurulabilir. Yumuşak dokuların hasar görmesi ile birlikte ortaya çıkan yumuşak doku zedelenmelerinde tedavi, hangi hangi dokuların zedelendiğine ve zedelenmenin şiddetine göre farklılık gösterir.

Yumuşak doku yaralanmalarında ilk olarak istirahat, buz uygulamaları, yara sarma ve bölgeyi yüksekte tutma gibi temel tedavi yöntemleri uygulanır. Fakat yaralanmalarının şiddetinin daha fazla olduğu durumlarda fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamalarına başvurulabilir ve hastadan bazı egzersizleri uygulaması istenebilir. Egzersiz tedavisi eklemleri zorlamayacak şekilde başlar ve zaman içerisinde şiddeti arttırılır. Eğer tüm bu tedavi yöntemleri başarılı olmazsa, cerrahi yöntemlere başvurulur. Burkulmaların üçüncü derecede olduğu durumlarda, menisküs yırtıklarında, kas ve bağlarda meydana gelen yırtıklarda cerrahi müdahale kaçınılmazdır. Bu gibi sorunların giderilmesine en sık başvurulan cerrahi yöntem artroskopik cerrahidir.

Yumuşak Doku Yaralanmaları İyileşme Süreci

Yumuşak doku yaralanmalarında iyileşme süreci gerçekleşen hasarın şiddetine göre değişkenlik gösterir. Örneğin 1. ya da 2. derece burkulmalarda hastalarda 1 ile 2 hafta arasında iyileşir. Fakat burkulmanın şiddeti 3. ya da 4. derecede ise iyileşme 2 ila 4 hafta arasında sürebilir. Doku hasarı meydana geldikten sonra bölge zorlanmaya devam etmez ve dinlendirilirse iyileşme kendiliğinden gerçekleşebilir. Fakat enfeksiyon gelişmesi ya da iltihaplanma gibi durumlarda tedavinin doktor kontrolünde gerçekleştirilmesi önerilir. Kişilerin zedelenmenin şiddetini fark etmediği ve eklemlerini zorlamaya devam ettiği durumlarda daha ciddi hasarlar oluşması muhtemeldir. Bu yüzden en ufak bir şüphede doktor kontrolü gerekir.

bir yorum bırakın