Kendi Sağlığımı Korumak İçin Sağlık Okur Yazarlığı Önemli mi?

Bu gönderiyi oylayın
[Toplam: 6 Ortalama: 4.3]

Evet, önemli
Düşününce sadece kendim ve çevremdekilerin sağlığı konusunda bilgi donanımına sahip olduğum için bile doktor olduğuma şükrediyorum.

Halbuki bana sorsaydınız lise yıllarımda, asla hekim olmak istediğimi söylemezdim. Çünkü öyle bir düşüncem hiç olmadı.

Ancak bir şekilde ailemin yönlendirmesi ile hekimlik mesleğine adım attım.

İlk başlarda ve daha da sonrasında çok isyan ettim, çünkü çok zorlu bir süreçti. Okumak, ders çalışmak, sınava çalışmak, yine ders çalışmak, daha zor sınavlara çalışmak, sözlü stresiyle baş etmek, her sınavda yeniden aynı stresi yaşamak…..

Şimdi …

Eğer sağlığın içinde olmayıp medyadan sağlığım hakkında öğrenmeye çalışsaydım nasıl olurdu?

Çok yorucu bir hikayem olurdu sanırım.

Kendi başıma okuyup hakim olamayacağım kadar çok seçeneklerin olduğu bir alan tıp.

Tek bir doğru yok.

Yüzde yüz diye bir seçenek yok.

Her ne kadar kalıplar oluşturulmaya ve tanı ve tedavi süreci standardize edilmeye çalışılsa da olamayacak bir şey.

Çünkü hepimiz farklı bireyleriz ve içinde yaşadığımız genetik, sosyokültürel, psikolojik, çevresel… şartlar farklı. Harcayabileceğimiz efor, para ve zaman farklı.

Teşhis ve tedavi süreci;

  • bize uygun ve uyum sağlayabileceğimiz bir süreç olmuyorsa,
  • yeterince bilgiye ulaşamıyorsak,
  • ulaştığımız bilgide seçeneklerin sadece bir kısmı dile getiriliyorsa,
  • farkında olmadan adımıza karar veriliyorsa, zaten yanlış bilgilerle dolmuş halde hekime başvuruyorsak,
  • yanlış bildiğimizi kabul etmek istemiyor ve bildiğimizde ısrar ediyorsak,
  • hekimin doğru teşhis ve tedaviyi koyması için gereken bilgileri (önemsiz görüp/paylaşmak istemeyip/eksik anlatıp) vermiyorsak,
  • illa bir tedavinin uygulanmasında ısrarcı olarak hekimi kısıtlıyor ve zor durumda bırakıyor, ancak bunun kendi hakkımız olduğunu sanıyorsak,
  • psikolojimiz daha kötü etkilenmesin diye az bilgilendiriliyorsak, anlatılsa da anlamakta yetersiz kalıyorsak,
  • tedavi etkinliği ve memnuniyet konusunda açık davranmıyor ve yeterli geri dönüşü yapmıyorsak…..

gibi pek çok nedenle aksayabilir.

Sonuçta hekim hekim gezmek, hekimlere başvuruyu bırakıp olur olmaz yerlerde “sağlık” aramak…..

Merdiven altı uygulamalar, sağlık eğitimi olmayan kişiler, sağlık eğitimi olsa da kendi yetki alanı dışında uygulama yapanlar ve bu kişilere yaptıranlar……

Neden bilgi sahibi olmalısın?

Sen okumazsan olmaz. Bilmezsen doğru şekilde sorgulayamazsın.
Anlatınca anlaman için daha ayrıntılı anlatılmasına ve uzun süre ayrılmasına ihtiyaç duyarsın.
Anlayabileceğin süreyi sana ayıracak ve anlatacak kişiyi bulamayabilirsin.
Anlatılsa da yeterince alt yapın olmadığı için anlayamayabilirsin.
Körü körüne kabul etmek zorunda kalabilirsin.
Farklı bir durumla karşılaştığında izleyeceğin yolu seçmekte zorlanırsın.
Tedavi sırasındaki beklenti oranın ve yan etkilerin farkında olmayabilirsin.
Şikayeti olanlar çare ararken biz hekimler de çok şey öğreniyoruz. Yeni çıkam tedaviler henüz hekimin gündeminde olmayabilir.
Verilen tedavinin erkinliğini anlamak ve bildirmekte zorlanabilirsin.

Tedavinin neticesini bildirmem gerekir mi ki!

Sen hekime feedback vermezsen, geri dönüş yapmazsan hekim senin tedaviden faydalandığını nereden bilebilir?
İşler yolunda sanar geçer. O yüzden evet.
Tabi öncelikle iyileşmenin ne olduğunu hekiminle konuşmalısın. Problemin yüzde yüz geçmesi beklentisi ile değil, konuşup belirlediğiniz tedavi iyileşme oranına göre değerlendirmelisin (şikayetlerde azalma, yüzde otuzluk iyileşme gibi….).

O kadar okuyan, araştıran hastalarımız oluyor ki hekimler olarak bizlerden daha iyi biliyor noktadalar ve bize de yeni ufuklar açıyorlar. Bunun için de minnettar oluyorum.

Neden?

Çünkü hekimler olarak bildiğimiz ve uyguladığımız tedaviler bizim güvenli sınırımız.
Yeni şeyleri takip etmeye fırsatımız olduğunda en çok ilgillendiğimiz konuyu önceliyoruz. Tıp gibi yeniliklerin hızla arttığı bir alanda hepsini takip etmek zor. Bilmediğimiz bir uygulamayı pratiğimize sokmadan önce o kundaki bilimsel kanıtların artmasını ve hastamızı güvende tutmayı istiyoruz. Ancak kanıtlar çok hızlı toplanmıyor. Yeterli kanıt olmadığında da faydalı olma ihtimali olsa bile çok da ayrıntılı araştırmadan reddedebiliyoruz.

Çok farklı tedaviler/içerikler/besin takviyeleri var piyasada, hepsine hakim olamayız.
Her geçen gün yenisi çıkıyor.

Yeni tedavilerin popülaritesi her geçen gün artıyor. Bir bakıyoruz çok popüler olan bir yaklaşım kusa süre sonra ciddi yan etkiler nedeniyle yasaklanmış.

sağlık okur yazarlığı

Peki nerede duracağımı nasıl anlayacağım? Çok bilince doktorumdan azar işitiyorum. Bildiğimi de söylemek istemiyorum. Bu kadar çok sormayı bırakmalı mıyım? Durmalı mıyım? Peki ne zaman durmalıyım?

Biliyor olman çok güzel. Ancak ‘Ben teşhisimi koydum, ben de şu hastalık var ve bunun tedavisini de şu şekilde yapmak istiyorum.’ dediğinde hem hekimi yanlış yönlendiriyorsun hem de ‘çok bilen’ hasta oluyorsun. Evet, hepimiz dinlemeyi bilmeliyiz. Sen hekimi dinlemelisin, hekim de seni. Önce hekim seni dinleyecek ve ayrıntılı değerlendirecek, sonra sen eksik kaldığını, belki onun sormayı es geçtiği, fark etmediği bilgiler varsa onları anlatacaksın. Sonra karşılıklı konuşarak nereye vardığınızı gözden geçireceksiniz. Dinlemeyi ve kafamıza takılan noktaları konuşmayı başarırsak hiç kimse çok bilmiş konuma düşmeyecektir.

Çok bilen hasta olup teşhisimizi koyup gidersek de hekime iş kalmıyor ki, muayene etmesine ne gerek var?

Gerçekten hekimin edindiği bilgileri, yıllarca çalışıp yaptığı bilgi birikimini okuyarak edinebileceğini düşünüyor olamazsın. Biliyor olman karşılıklı tartışmanda önemli, ancak kendi teşhisini koyup tedavini belirleyebileceğin anlamına gelmez, ki öyle olduğunu düşünüyorsan yanlış yönlendirme ile yanlış tedaviye doğru ilerlersin. O yüzden bir hekime gittiğinde en yüksek beklentin onun bilgi birikimini paylaşması ve seni doğru yönlendirmesi olmalıdır.

Sağlıkta buluşalım.

bir yorum bırakın